“Ama Ben İlkizim”in şiirlerini okuduğunuzda, öncelikle şairin algısındaki zenginliği ve imgesel yoğunluğu ile yarattığı sözcüklerin nasıl güçlü bir şiire dönüştüğünü fark ediyorsunuz. Yapıtın ilk yayımlanması, 1988 senesine dayanır. Ayrım Yayınları’ndan çıkar ilk önce. Aradan 23 yıl geçer ve genişletilmiş ikinci baskısı Yazılı Kağıt Yayınları’ndan çıkar. Geçmiş bir zamanın çokluğuna rağmen –hemen hemen 30 yıla dayanıyor- iştahla, tazelikle okutturuyor kendisini.
“gölgeni yavaşça katlayıp kaldırırsın yaşın silinir
önceden de yoktun, yanlış görülmüş bir düş gibi”
Bir şiiri okumak zordur. Neyi söylediğinden ziyade neyi söylemediğini dile getirmektir asıl zorluğu, şiiri okumanın. Bunu yapabilmenin esasında köklü bir birikim gereklidir. Cesaret, bilmekten gelir. Öğrenmeye, bilmeye devam ettiğim bu okuma sürecinde de birçok şey kattım sarnıcıma. Şiirlerindeki yaşantısı, alışagelmişin dışındaki hislerin yaratıcılığını ele geçiren bir yapıt “Ama Ben İlkizim.”
Ruhun ufuklarını açımlamanın yanında yazıldığı dönemden izler de taşır. Taşıdığı izlerin duyusal işlevselliği birer uyarıcı olarak yer ediyor akılda.
“kendi saçlarından asılı delikanlılar
kanlı bir bıçakla yüzüyordu morsularında ölümün
yavaş yavaş sürüldü gölgeleri kentlerden
çünkü yanlış imlasıydılar alışkanlıkların”
Ama Ben İlkizim, şimdiki zamana yakınlığını hiç yitirmemiş bir yapıt aynı zamanda. Derinden derine keskinleşen şiirleri, acele etmeden, bir düş görür gibi okunmalı. Aksi taktirde kabuğunun dışından bakmak, birçok şeyi göz ardı ederek şiirin yaşantısal özgünlüğünden, derinliğinden uzaklaştırır. Bu da lüzumsuz, anlaşılmaz bir kargaşa yaratır. Kabuğun altını seyrettiren İlkiz Kucur’un bir diğer şiir kitabını da söylemek şart. 2015 yılında Yasakmeyve’den çıkan “Eflatun Gölgeli Kadınlar” eseridir. “Kırık bir çizgide bıraktım yaramı,” diyen şair, boşluğun arzusunu ve kadının gölgesini işler şiirlerinde.
Yürek kanamasını, yaşamın özsuyuyla temizlediği “Eflatun Gölgeli Kadınlar” ve “Ama Ben İlkizim” eserleri, diri ve katmanlı. Şiirin hakikatini yansıttığı şiirlerini tekrar tekrar okumak gerekir. Yine de bir okur olarak İlkiz Kucur’dan yeni bir şiir kitabı gelecek mi, merak edilesi. Zamanını, dünyayı, içe dönük yolculuklarını büyüttüğü şiirleri, bir kez daha okumak, şiire olan inancı tazeliyor.
“kıvrılıp kaldığım yerde sönmüş yüreğim
al, kuytu gecelerin sesini veriyorum
belki bir deniz kokusunu özlerim artık
gölgeler cehennemine sakladığım karanlıkta”