Mehmet Aydın’a Şerh
Hasibe Ayten, şiirlerinde lirik bir söyleşiye yaslanarak sevi ve ince duyarlıklar gibi hep içsel yaralara dokunuyor. Bireysel ve toplumsal kaygılarında, çok yönlü değerlerin bağlamında dolaşmayı yeğliyor. Coşkularını, düzlek(Not: bir alanda değil, sevi bütünlüğü ve kaynaşmasını, yaşamın en kutsal töreni olarak kabul ediyor. O kendisini hep uçarılığın kollarına bırakıp yücelerde süzülmek ve dolaşmak istemektedir. Her canlı ve cansız varlığa kuşkularla yaklaşırken, somutluk ve yapaylığın katılıklarından yeğinlikle kaçmaya çalışıyor. Sanatçı, masallar, çocukluk halayları ve söylenceler dünyasında dolaşması sırasında, onlardan öbek öbek nektarlar toplama yoluna gider. Bir yerde doğayı, güzelliklerin kaynağı olarak kabul eder. Yaşamı ise ulaşılmaz bir görkemlik boyutuyla betimler. Karmaşık toplumsal ortamı öteleyerek, yeni ve düşsel bir dünyanın özlemini çeker.
Sevgili okurcuk, sen anadilini bilirsin, yani anandan öğrendiğin dili. Ama Mehmet Aydın Hocamız anadili değil, ATAdili kullanır. Bu yüzden ‘sevi’ ne demektir diye araştırmaya kalkmayın. Aslında KHK ile herkese Yunus okutmak gerekir ki bu ‘sevi’nin ne olduğunu öğrene. Gerçi Mehmet Aydın burada ‘sevi’yi ‘tanrısal aşk’ anlamında değil de karşı cinse duyulan yaklaşım için kullanmış. Bu yaklaşım da kaba olduğu için ona ‘ince duyarlıklar’ eklemiş. Böylece bir dâhiliyeci olarak içsel yaraları, yani iç kanamaları görebiliyor!
Yazarımız, şairenin gezgin oluşunu gözden kaçırmıyor. Zaten şaire bir İstanbul, bir Mersin, bir Bor… gezip duruyor. Dolaşmayı yeğlemesinin sebebi, sandığınız gibi ‘sağlıklı yaşam’ koşusu değil, Karacaoğlan’a özenmektir. Nasıl ki Karacaoğlan Toroslarda oba oba dolaşmışsa, şairemiz de il il, kasaba kasaba dolaşıyor. Dolaşırken de bireysel duyarlıkları ile toplumsal duyarlıklarından oluşturduğu kokteyli şiirseverlere sunuyor.
Sunarken kokteylini, düzlek bir yeri tercih ediyor. Meyilli yerde kadeh devrilebilir. Şairenin bir becerisi de ‘sevi bütünlüğü ve kaynaşmasını’ şiirle sağlaması. Bu herkesin şiirle yapabileceği bir şey değil, bunu ancak çok dolaşan şaire yapabilir, diyor Mehmet Aydın.