- “Müziğe ve şiire batmış şehirler”
Erkut Tokman’ın “Şehirlerle Yanar Dünya”sı (Yasak Meyve) özel bir çalışma. Adının da söylediği gibi. Tokman’ın şiirlerini okurken, İlhan Berk’in “Dünyada En Güzel Şehirler Uyanır” şiirini anımsadım. Şehir nedir, sesten, müzikten ve şiirden başka! Tokman da İstanbul’dan başlayarak müziğe ve şiire batmış şehirlerle nasıl yandığımızı yazıyor. Nasıl yana yana yaşadığımızı: “Şiirlerle yanar dünya, dünya kalır ben giderim”. Sanata, edebiyata, şiire bir saygı duruşu…”
(Haydar Ergülen-Vatan Gazetesi-Kitap Eki-Aralık 2017)
- “… Esasen Erkut Tokman, bu son kitabıyla hem anlattıkları hem de anlatma hali bakımından yeni bir evreye geçti diyebiliriz. Bu son kitapta deneyim ve bilginin- bu sadece gündelik hayata dair değil, şiir estetiğini de bağlayan bir kavrayış değişikliği- yer yer göndermeler(telmihler) yer yer tarihsel çağrışımlar eşliğinde şiire katılması, söyleyiş gücünü sağlamlaştırıp şiirin baktığı alanı daha bir genişletti… Necatigil’in ‘şiir hayal ve hatıradan doğar’ sözünü kâğıdın üzerine çıkartıyor. Hatırası olmayanın hayali olur mu? Erkut, hatıralardan aldığı hızla bize şiirin ilk çağlarda bir arada dans, müzik eşliğinde aktığı zamanları da hatırlatıyor, sinematografik görüntüler eşliğinde.”
(Şeref Bilsel-Yasakmeyve-sayı-90-Ocak-2018)
- “… Erkut Tokman, Yahya Kemal’in şiirlerinden aldığı sesi hem güncelleştiriyor hem de yeniden düzenliyor… Tokman’ın Yahya Kemal’le ilişkilenmesi dikkat çekici. Acaba Yahya Kemal çöken bir imparatorluğun ağıtçısı olmuştu; Erkut Tokman da modernleşmenin getirdiği “görkünç” hayat nedeniyle felakete sürüklenen dünyanın ağıtçısı olmayı mı üstlenmek istemiş diye düşünüyorum…”
(Duvar Gazetesi-Enver Topaloğlu-Kasım 2017)
- HİSLİ BİR İNANÇLA SORGULUYOR
“…Tokman işe şehirlerle başlamış. Bunu yaparken ‘buz ve şehir’, ‘buz ve ateş’, ‘buz ve çağ’ı şiirine dâhil etmiş. Kendine düşman olan, kalbini yaran ve yontan insan için buz hep hazır olmalı! Böyle böyle işte “Kalbe gömülür, şiire bürünür şehir” (s.26) Kitap, dünyanın ama özellikle Avrupa’nın pek çok kentine açılan bir pencere gibi. Şehirler anılarla tırmanarak, onlarla var ediyor kendini, bir kez daha. Kötülüğü, iyiliği ve olgunluğu güçlü dizelerle anlatan Tokman, güç ve eşitsizliğin insanda yarattığı erozyonu kabul etmiyor. Şair kendini, bizleri ve dünyayı hisli bir inançla sorguluyor… “
…”
(Evrensel Gazetesi-İlhan Sami Çomak-Ocak-2018)
- “Bu yılın ilginç kitaplarından biri de kanımca 1971 doğumlu uzun boylu ozan Erkut Tokman’ın (Yasakmeyve Y.) Şehirlerle Yanar Dünya’ sı. Elektrik Mühendisi arkadaşımız, Londra’da şiir ve oyunculuk eğitimleri almış, Bükreş ve Milano’da yaşamış, çeviriler de yapan çok yönlü biri. Daha önceki kitaplarındaki sessizliği bu kitabında bozdu. Çünkü bu kitabında ünlü şair Blaise Cendrars’ın yolculuk edasını takındı, Panait İstriati gibi koştururcasına şehirden şehre gezmelerini bir karnaval coşkusuyla bize taşırdı. Şiirlerin başına sardığı “İçinde sakladığın sıcaklığınla, buzdan dağların erir miydi?” de belli zaten kitabın gerçeği. Hiper aktif bir şiir. Enerji yüklü; koşturan, müzik sesleri duyulan, ritm taşıyan nidalarla yüklü….”
(Hüseyin Peker-Akatalpa Dergisi-Şubat-2018)
- “Erkut Tokman’ın Şehirlerle Yanar Dünya adlı kitabındaki İstanbul şiirlerini ve Mikelanj monoloğunu çok sevdim.”
(Osman Serhat Erkekli-Günlükler-Akatalpa Dergisi-Ocak-2018.)
- “….Yer yer insana Bükreş sokaklarında Panait İstrati’deki gezme çılgınlığını hatırlatan, bazen de İstanbul’un gece hayatındaki eski kanto çığlıklarıyla bezeli yaşantısına eklenen, Blaise Cendrars’ınkine benzer bir yolculuk edası Tokman’ın takındığı tavır. Belki biçimdeki yeniliği dolaştığı ortamlara yükleyerek yürüyen bir biçimle… Bazen Sicilya’da, bazen İtalo Calvino’nun Görünmez kentlerinde bazen de Güven Turan’ın Görünen Kentler’indekine
benzer bir arama. Dedim ya, Tokman’ın biçim atıştırmalarından yana bir sıkıntısı yok:
Olduğu gibi, rahat, akıcı ve oldukça renkli bir havai fişek gösterisi gibi bu kitabı. Bir de şiirimizde pek benzeri yok.”
(Hüseyin Peker-Facebook paylaşımından-Aralk-2017)