‘Babam mücadele insanıydı’
Işık Öğütçü, Orhan Kemal Külliyatını zenginleştiriyor. Son 16 yılda Orhan Kemal imzalı pek çok kitabı edebiyatımıza kazandıran Öğütçü bu kez de babasının dergi ve gazetelerde kalmış öykülerini kitaplaştırdı.
KADİR İNCESU
Orhan Kemal… Edebiyatımızın yüz akı isimlerinden biri.
Işık Öğütçü de edebiyatımıza kazandırdığı Orhan Kemal kitaplarıyla her türlü övgüyü hak ediyor. 16 yılda babası Orhan Kemal’in dosyalarda, dergi ve gazetelerde kalan pek çok yapıtını edebiyatımıza kazandırdı. Everest Yayınları’ndan çıkan ‘Unutulmuş Öyküler’ yazarın gazete ve dergilerde unutulan öykülerini içeriyor.
16 yılda neler yaptınız Orhan Kemal için?
Öncelikle Orhan Kemal Müzesi’ni açtık. Ayrıca babamın yazı dünyasındaki izlerini takip ederek arşivlerde kalmış metinlerini yayınlatmaya başladım. Bunun ilk çalışması ‘Yazmak Doludizgin’ adı altında derlediğim şiir ve günlükleriydi. Ardından diğerleri sırayla geldi. “Abdülkadir Kemali Bey’in Anıları”, ‘Toksöz 1924’, ‘Önemli Not’, ‘Zamana Karşı Orhan Kemal’, ‘Sessizlerin Sesi’, Ahmet Ümit ile Kültür Bakanlığı için beraber hazırladığımız ‘Orhan Kemal’, ‘Bilinmeyen Senaryolar’, ‘Orhan Kemal Soruyor’ ve ‘Unutulmuş Öyküler’. Bunların dışında üç kayıp romanını yayınlattım: ‘Yüz Karası’, ‘Uçurum’ ve ‘Kenarın Dilberi’. Ayrıca üç eserini tiyatroya uyarladım: “Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl”, ‘Arkadaş Islıkları’ ve ‘Tersine Dünya’. Bunların yanı sıra okullarda ve çeşitli belediyelerin etkinliklerinde üstadı anlatıyorum. Televizyon programlarında babamı konuşuyoruz. Elimden gelen çabayı gösteriyorum.
» 16 yılda duygusal anlamda yaşadığınız değişimlerden söz eder misiniz?
Babamı 13 yaşımda kaybettim. Ona soracağım çok şey vardı ama soramadım. Ta ki 2000’de müzesini açıncaya kadar. Sadece müze açmadım, bu geçen sürede onun hayatının içinde yaşadım. Mücadelesine ve ailesine olan sevgisine tanıklık ettim. Edebiyat yolculuğundaki üretkenliğine hayran kaldım. En basit okunabilen metinlerinde bile insan sevgisinin daima en yüksek seviyede olduğunu gördüm. Bunların hepsi bende hem Orhan Kemal kavramını hem de insan sevgisini geliştirdi.
» ‘Unutulmuş Öyküler’ diyorsunuz çalışmanıza. Bu öykülerin kitaplaşmaması yazarımızın bilinçli bir tercihi olabilir mi?
Mücadele insanları yenilik ve bir idealin peşinde ömür tüketirler. Çalışmak, üretmek onların karakteridir. Yaptıkları insanlığa adanmışlıktır. Yazar, yazdığı eserlerindeki sosyal, çağdaş, toplumcu mesajlarla bunun en iyisini yapmak için uğraş verir. Bu çaba öyle bir noktaya gelir ki yazılanlar arşivlerde yer alır ama sanatçı üretmeye daha çok aydınlık saçmaya devam eder. Bu durumda daha önce yazdıklarına dönüp bakmaya vakti yoktur. Toplumu aydınlatmak, sosyal sorunlara çözüm üretmek onun en önemli meselesi olmuştur ve daima yazar. Yazdıklarına dönüp bakmaz. Her gün kendini aşmakta, yeni eserler yeni düşünceler üretmektedir. Üstadın durumu da böyle. Burada araştırmacı olarak bana görev düşüyor.
» Geçmişte edebiyat her zaman revaçta, yazarımız da geçinmek için bulabildiği her fırsatta yazmak zorundaydı. Yazarak verilen inanılması güç bir var olma savaşı.
Gazeteler ve dergilerde sürekli yazdığına tanıklık ettim. 1941’den başlayan 1970’te sona eren bir serüven. Geçim derdi de var, sosyal, politik, toplumsal bir duruş ve kaygı da var. Bireysel zenginlikten çok toplumsal zenginliği, herkesin mutluluğunu isteyen düşünce ve eylem dünyası var. Hem ailenin geçiminin hem düşünsel eyleminin onun yolunu belirleyerek sürekli yazmasına yol açtığını gördüm. Bu mücadele insanının sessiz sedasız yaptığı eylem bunca eserin ortaya çıkmasına vesile olmuş, halkın bilinçlenmesini ve aydınlanmasını sağlamak için her türlü gerici çabaya ve engellemelere rağmen inatla sürdürmüştür. Ama bugün benim çabalarım bir yere kadar etkili olabiliyor. Ayrıca çeşitli belediyelerin vefasızlığı, günü kurtarmak için popülist yaklaşımlarını gördükçe de açıkçası tebessüm ediyorum.
» 54 öykü içerinde dikkatiniz çeken temalar ne oldu?
Orhan Kemal’in ilk öykülerini ve onların nasıl romanın bölümlerini oluşturduğunu görmek beni çok heyecanlandırdı. Tabii yine küçük insanların öykülerini üstadın o kıvrak kaleminden okumak çok büyük bir zevkti.
» Bu çalışmayla, Orhan Kemal’in yazın yaşamıyla ilgili bazı bilgileri de düzeltmemiz gerekecek. Reşit Kemal imzasıyla Yeni Edebiyat dergisinde yayımlanan ‘Bir Genç Münevver’ adlı öyküsünün yayın tarihi 15 Mayıs 1941 olarak gözüküyor.
Bunun öncesinde yazmışsa bu kayıtlar elimde yok. Bu nedenle daha önce yazılan ve ispatı olmayan birtakım kayıtlar havada kalıyor. Şayet başka bir araştırmacı da bu tarihin öncesinde yazdığı öyküleri bana iletebilirse seve seve hem bu öyküyü kitaba alır hem de önsözü değiştiririm. Ama benim bulduğum öykü ilk yazılmış öykü özelliğini taşıyor inancındayım.
» Orhan Kemal’in düşünceleri ile yazdıkları arasında kalmaması, düşüncelerinden ödün vermemesi sevilmesinin nedenlerinden biri. Onu değerli kılan özellikleri neler?
Samimiyeti ve inandırıcı olması. Anlattıkları insanları ilgilendiren temel konular. İnsanların dertleri bitmeyecek. O da önce yazdığı eserler yerel olarak dikkat çekmiş, sonra hepsi evrensel boyuta taşınarak yabancı ülkelerin kitapseverleri de bunları beğenerek yazarımızı değerli kılmış. Yüreğinde merhamet taşıyan yazarın insanlığa miras bıraktığı bu eserler uzun yıllar okuyucuyla buluşacak, değerine daha fazla değer katacak ve sevilmeye devam edecektir.
Kaynak: www.birgun.net